Saat 18.00’de ofisimizin önünde toplanıp Adıyaman’a doğru hareket ediyoruz. Tahmini 8.00 saat süren yolculuğumuz sonrası Adıyamın'ın Kahta ilçesine varıyoruz.Gün doğumu saatine göre gece yarısını geçtikten sonra minibüslere binip Nemrut Dağı’na doğru hareket ediyoruz. Yürüyüş yoluna gelip yaklaşık 1 km yürüyerek Doğu Terasına çıkıyoruz ve burada güneşin doğuşunu izliyoruz. Kommagene Kralı 1. Antiochus’un mezarı olan Nemrut Dağı üzerinde 2000 yıl önce yapılmış olan heykelleri görüyor ve tören alanından Batı Terasına geçiyoruz. Burada yarım kalan tanrı ve tanrıça heykellerini fotoğraflayıp Nemrut’tan inişe başlıyoruz. Arsemia Kentine gidiyoruz. Tapınağın üstündeki taşa oyulmuş yazıtı ve tapınağın önündeki tanrıların anlaşmasını anlatan heykelleri görüyoruz. Sonrasında Roma İmparatorluk yapısı olan Cendere Köprüsü’nü yürüyerek geçiyoruz ve Nemrut Dağı programımızı bitirip kahvaltımızı aldıktan sonra öğlen yemeğimizi alıp Türkiye’de siyah gülün doğal olarak tek yetiştiği yer olan ve kesme taştan yapılmış olan evleriyle meşhur, büyük bir bölümü Birecik Baraj Gölü suları altında kalmış olan Halfeti’ye ulaşıyoruz. Sonrasında bizim için hazırlanmış olan teknemize geçerek gezimize başlıyoruz. Sırasıyla Rum Kale, Kralın Kızı Mağarası, eski Rum mezarları, Kamışlı Köyü ve batık kent Savaşan Köyünü gözlemliyoruz. Tekne gezimiz sonrası aracımıza geçip konaklama için Şanlıurfa’ya doğru hareket ediyoruz. İlk durağımız Eyüp Peygamber Makamı(Çile Mağarası).Burayı rehberimizden dinleyip ziyaretlerimizi gerçekleştirdikten sonra şifalı suyumuzu yudumlayıp Urfa sınırları içerisinde kalan 14 Peygamber kabrinden en önemlisi olan Hz. İbrahim’in doğduğu mağarayı, Hz. İbrahim makamını,Ayn-ı Zeliha Gölünü ve Balıklı Göl’ü ziyaret ettikten sonra Kapalı Çarşı içerisinde serbest zaman veriyoruz. Dileyen misafirlerimiz halen faal durumda olan meşhur Gümrük Hanında kahvelerini yudumlayabilir, dileyen misafirlerimiz alışveriş yapabilirler .Şanlıurfa gezi programımızı bitirdikten sonra konaklama ve akşam yemeği için otelimize yerleşiyoruz. Sonrasında dileyen misafirlerimiz için Şanlıurfa’nın olmazsa olmazı Sıra Gecesine katılım sağlanıp gece tekrar otelimize dönüş yapıyoruz.
Sabah otelimizde aldığımız kahvaltı sonrası gezimize başlıyoruz . İlk durağımız inşası M.Ö 10000 yıllarına dayanan Dünya’nın bilinen ilk ve en büyük tapınağı olan Göbeklitepe... Piramitlerden 7000 yıl, İngiltere’deki meşhur Stonehenge’den 6000 yıl daha eski… Üstelik onlar gibi gizemli, şaşırtıcı ve gökyüzüyle bağlantılı… Bilinen insanlık tarihini alt üst eden, ders kitaplarını yeniden yazdıran Göbeklitepe’ye, 12.000 yıl önceye gidiyoruz… Göbeklitepe gezimiz sonrası Şanlıurfa gezi programımızı bitirdikten sonra dinlerin ve dillerin şehri Mezopotamya’nın göz bebeği Mardin şehir merkezine hareket ediyoruz. Gezimize Mardin eski şehir meydanında aracımızdan inerek yaya olarak başlıyoruz. Yürüyüşümüz sırasında zaman zaman ana caddeyi, bazen dar sokakları ve abbaraları kullanacağız. Yaya olarak yapılacak gezide sırasıyla Meryem Ana Kilisesi ve Patrikhane (Mardin Arkeoloji ve Etnografya Müzesi), Abdüllatif Camii, Gazi Paşa İlk Öğretim Okulu, PTT binası, Şehidiye Camii, Sabancı Mardin Kent Tarihi (Eski Askeriye) Müzesi’ni ziyaret ediyoruz. Ardından Kasımiye Medresesi’ne hareket. Muhteşem Mezopotamya manzarasını seyrederek bu muhteşem yapıyı rehberimizden dinliyoruz ve yapımı 5. yüzyıldan başlayarak bugünkü haline 18. yüzyılda kavuşan Deyrulzafaran Manastırı gezimizi tamamlıyoruz.Ardından alışveriş için serbest zaman verdikten sonra Diyarbakır On Gözlü Köprü’ye hareket ve burada vereceğimiz kısa bir serbest zaman sonrası Hevsel Bahçeleri’ni gözlemlİyoruz. Ardından Panoramik Diyarbakır şehir turu yapıyoruz .Dünya’nın Çin Seddi’nden sonraki en uzun surları olması ile bilinen Diyarbakır Surları’na ulaşıyoruz. Diyarbakır Surları,5.700 metre uzunluğunda,10-12 metre yüksekliğinde, 3-5 metre,82 adet burcu,4 yöne açılan ana kapıları bulunmaktadır.M.Ö. 349 yılında Bizans İmparatoru Costantinus tarafından yenilenen surların yapılış tarihi tam olarak bilinmemektedir. Surların tarihini rehberimizden dinleyip Ulu Camii’ye hareket ediyoruz... Bir yapı düşünün ki tarihi boyunca sadece bir konuda hizmet verecek. O da; ibadet… Evet Roma döneminden kalma bu yapı Hz.Ömer döneminde 639 yılında Diyarbakır’a egemen olan Müslüman Araplar tarafından şehrin merkezindeki en büyük mabed olan Martoma Kilisesi’nin camiye çevrilmesiyle oluşmuştur. 751 yılına tarihlenen ünlü Şam Emeviye Cami'nin Anadolu'ya yansıması olarak yorumlanan Diyarbakır Ulu Camii, İslam âleminin 5. Harem-i Şerifi olarak kabul edilmektedir. Rehberimizden anlatımları dinleyip ziyaretlerimizi gerçekleştirdikten sonra Akkoyunlu Kasım Han tarafından yaptırılan Şeyh Mutahhar Camii ve mimari yapısı ile eşi benzeri olmayan Dört Ayaklı Minare ziyaretlerini gerçekleştiriyoruz. Diyarbakır çarşılarında kısa bir gezinti gezimizi sonlandırıyoruz ve Erzurum’ doğru hareket ediyoruz. Bir sonraki turlarımızda görüşmek dileğiyle vedalaşıyoruz.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR;
YUKARIDA BULUNAN TUR PROGRAMI TÜM HAKLARIYLA TÜRKİYE SEYAHAT ACENTALARI BİRLİĞİ’NE BAĞLI 8852 BELGE NOLU CEMRE TURİZM’E AİTTİR.PROGRAMIN KOPYALANMASI VE YAYINLANMASI YASAKTIR.
İlk yorumu siz yapın